Sezikli, Çorum Çölyak Derneğince Turgut Özal Konferans Salonu’nda düzenlenen “Çölyak” konferansında yaptığı konuşmada, çölyak teşhisi konulan şahısların hayat uzunluğu diyet yapmak zorunda olduğuna işaret etti.
Türkiye’de her yüz bireyden birinde çölyak hastalığının görüldüğüne işaret eden Sezikli, çölyaklıların glüten içermeyen eserlerle beslenmesi gerektiğini vurguladı.
“SAĞLIKLI BİR ÖMÜR…”
Çölyak hastası olsun ya da olmasın bireyin glüten tüketmeden sağlıklı bir ömür sürebileceğine dikkati çeken Sezikli, “Çölyak, buğdayın fazla tüketildiği bölgelerde bizim üzere toplumlarda daha sık görülüyor. Anne sütünün kısa müddet kullanılması, bir sürü hastalıkta olduğu üzere çölyakta da değerli. Çocuklarımızı emzirmeyi erken bırakmak, bu cins rahatsızlıklara daha erken yakalanmaya sebep oluyor. Ek besinlere erken başlamak da çölyağa neden olabiliyor.” dedi.
BELİRTİLER NELER?
Çölyak hastalığının çoklukla çocukluk çağında teşhis konulan bir hastalık olduğunu fakat ileri yaşlarda da teşhis konulabildiğinin altını çizen Sezikli, “1 yaşından 90 yaşına kadar teşhis konulabiliyor. 75 yaşında teşhis koyduğum hasta biliyorum. O yaşa kadar bir halde saklanmış, teşhis konulmamış. Çocukluk çağında şikayetler çok daha bariz. İshal, büyüme, gelişim bozukluğu, karın şişliği üzere belirtiler var lakin yetişkin çağda çok daha sıkıntı teşhis koymak. Çok kapalı çölyaklarımız var. Yetişkin yaşlarda diğer şikayetlerle bize gelmesinden ve tabibin aklına gelmemesinden kaynaklı geç teşhis konulabiliyor.” diye konuştu.
ÇOCUK SAHİBİ OLMAYA ENGEL
Çölyak hastalığının eşlerin çocuk sahibi olmasına da pürüz olabileceğini anlatan Sezikli, “Evlenmiş, yıllarca çocuk sahibi olamamış çiftler var. Testlerde hiçbir sorun bulunmuyor lakin bir çölyak testi yapıyorsunuz, hastalık çıkıyor. Diyetine uyuyor, büsbütün olağan bir hayata sahip oluyor. Tekrarlayan düşükler yapabiliyor ya da ruhsal rahatsızlıklara neden olabiliyor. Ağır ilaç vermeden, ağır ameliyat geçirmeden diyetle düzelebilen onlarca şikayet var.” tabirlerini kullandı.
DİYET UYARISI
Sezikli, çölyak hastalarının diyete eksiksiz uyması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
*Diyet yapmıyorum, sıhhat şikayetim de yok’ diyen hastalarımız oluyor. Diyet yapmaktan bıkmış hastalarımız var. Sıkıntı bir süreç ancak maalesef diyet yapmadığınızda yalnızca bu iş demir eksikliği anemisiyle, kemik erimesiyle kalmıyor.
*Bilimsel çalışmalar gösteriyor ki çölyak hastaları diyet yapmazsa orta ve uzun vadede bedendeki belli kanserlerde besbelli artış oluyor.
*Çölyak hastasıysak çocuklarımız, kendimiz için uzun vadede bu tıp rahatsızlıklara yakalanmamak için ‘diyet yapmıyorum’ seçeneğini kullanmamamız lazım.
*İyiyseniz diyete devam edin. Diyet yapıp düzelmiyorsanız, diyete uymuyor olabilirsiniz. (AA)